Sitemizde göreceğiniz tüm fotoğraflar hastane ortamında çekilmiştir. Dr. Teoman Doğan muayenehane ortamında estetik ameliyat gerçekleştirmemektedir.

Yaşlanmanın anatomisi


Estetik cerrahi’de hep çözümlere odaklanıyoruz. Ortaya çıkan her sorun için bir tedavi düşünüyoruz ama bu sorunu neden yaşadığımızı bazen atlıyoruz.

Özellikle yüz bölgesinde yaşlanmayı tarif etmeye kalkan herkez sorunu farklı bir yerden yakalayacaktır. İnsanların en çok aklına gelen genellikle kırışıklıklar oluyor. Bu elbette yanlış değil ama çok eksik, Kırışıklık cildin katlanması ise bunu doğuran sebepleri deayrıca düşünmek lazım. Biz plastik cerrahlar çok uzun zaman kırışıklıkların ve tabii yaşlanmanın cildin güneş ve benzeri faktörler ile bozulmasına bağlı olduğunu düşündük. Bu da yanlış değil ama asıl sebep bu kadar basit olamaz. Bir dönem de yaşlanmayı yerçekimine bağladık. Yerçekimi kaş, yanak ve boyun dokularını aşağıya çeke çeke yüzü bozuyor, hem üç boyutlu şeklini deforme ediyor hem de kırışıklıkları ortaya çıkarıyor dedik. Tamam bu da doğru ama sadece bu da değil.

Gelelim asıl soruna. Son yıllarda yavaş yavaş ortaya çıkıyor ki yaşlanma daha çok dolgunluk kaybından ortaya çıkıyor. Cilt dokusu en yüzeyde deriden, yai kalınlığı bir kaç mm. olan bir katmandan ama asıl önemlisi bunu alttan destekleyen bir ciltaltı yumuşak doku katmanından oluşuyor. Eğer bu alt katman zayıflarsa dışarıdan gördüğümüz cilt kırışmaya ve özellikle de sarkmaya başlıyor.

Ne demek istediğimi anlamanız için çocukların yüzlerine yakından bakın. Çocukların yetişkinlerden en büyük farkının aslında ciltaltı dokularının dolgunluğu olduğunu biraz dikkat edersek görebiliriz. Bu dolgunluk o kadar barizdir ki örneğin göz çevresinde herşeyi üzerini örter, göze bu dolgun yapının içerisinde, derinlerde kalır. Yaşlandıkça bu dolgunluk giderek azalıyor. Bunu 20 li yaşlarda fark etmiyoruz ama 30 ve üstü yaş grubunda göz etrafı giderek daha az dolgun ve kırışık, torbalı gözükmeye başlıyor.

Peki bunda nasıl bir sonuç çıkarmalıyız?
Gayet basit ,yaşlılık tedavisinin en önemli basamağı bu dolgunluk kaybını yerine koyabilmekte yatıyor. Germek, kaldırmak harika fikirler ama eğer herşeyin gerçek sebebi olan dolgunluk kaybını yerine koyamazsak ya yaptığımız işlem geriye dönecektir ya da doğal olmayacaktır.

Anlattıklarımın biraz kafa karıştıcı olduğunu biliyorum, Bu konuda daha fazla fikir sahibi olmak istiyorsanız gençlerin, çocukların ve yaşlıların yüzlerini inceleyip karşılaştırın, bana hak vereceksiniz.